Kültür Sanat Servisi – Perde, 30’a bir kala İstanbul’da açılıyor. İKSV tarafından düzenlenen İstanbul Tiyatro Festivali, 29’uncu kez seyircisiyle buluşmaya hazırlanıyor. 20 Ekim’de başlayıp 22 Kasım’a kadar sürecek olan ve Mehmet Birkiye’nin küratörlüğünde hazırlanan festival Türkiye’den ve yurt dışından toplam 16 tiyatro, performans ve dans gösterisine ev sahipliği yapıyor. Birkiye’nin festival tanıtımda yaptığı konuşmada “Tiyatro hiçbir şeyi unutmaz. Ya da unutulmasına izin vermez. Geçmişin mezar kazıcısıdır. Hamlet gibi o çukura bakmaya zorlar seyirciyi. İçine neler koymaz… Pişmanlıklar, aşklar, kahkahalar, anlamlar, hiçlikler, hayaller, sevinçler, kayıp dünyalar… Kazdıkça neler çıkar neler… Bu da yetmez, tutunduğumuz tüm dalları sarsar, meyvelerini düşürmeye çalışır, kızdırır, alay eder; tüm mutlulukların, tüm aşkların, tüm acıların ve tabii ki tüm kahramanların ipliğini pazara çıkarır” sözleriyle vurgu yaptığı üzere bu yıl sahnelenecek oyunlar seyirciye yüzleşme vadediyor. Büyük usta Shakespeare’in “Bütün dünya bir sahnedir” dediği gibi tıpkı! Bakalım bu yıl festival kaç perde olacak?
11 farklı mekân
Hollanda’nın köklü topluluklarından Scapino Ballet Rotterdam’ın, güncel dansın en üretken isimlerinden Marcos Morau koreografisiyle sahneye koyduğu, bedenden bir katedral inşa ederek izleyiciyi hipnotik bir ritüele davet eden “Katedral” ile başlayacak festivalin yabancı konukları arasında “Biz Kimiz?” ile Fransız-Katalan topluluk Baro d’Evel, Emma Bovary’yi 21. YY’ın feminist sesi olarak yeniden tanımlayan Felemenk Kraliyet Tiyatrosu KVS’den “Bovary”, Fransız topluluk En Votre Compagnie tarafından sahnelenen Paul Auster’ın başyapıtından uyarlanan “New York Üçlemesi” yer alıyor. Perulu topluluk Teatro La Plaza’nın sahnelediği, Down sendromlu sekiz oyuncunun rol aldığı “Hamlet” ise festivalin en ilgi çekici işlerinden biri ve İKSV’nin kapsayıcılık ve erişilebilirlik çalışmalarının ilk adımlarından biri olarak izleyiciyle buluşuyor. 29. İstanbul Tiyatro Festivali; Alan Kadıköy, Beyoğlu Sineması, Beyoğlu Spor Kulübü, Haliç’te tarihi bir han, Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi, İMÇ, Mecidiyeköy Sahne, Metrohan, Moda Sahnesi, Paribu Art ve Zorlu PSM olmak üzere 11 farklı mekânda gerçekleşiyor. Ayrıntılı bilgi tiyatro.iksv.org adresinden alınabilir.
Günümüzün gelenek ve normları
Hiç kuşkusuz festivalin en öne çıkan yapımı “Hamlet”. Bu uyarlamada karakterlere Down sendromlu sekiz oyuncu hayat veriyor. Yenilikçi yaklaşımıyla uluslararası alanda övgüyle karşılanan yönetmen ve yazar Chela De Ferrari’nin uyarlaması, Hamlet’in “Olmak ya da olmamak” tiradından yola çıkarak günümüzün gelenek ve normlarını sorguluyor. Uyarlamada Down sendromlu bireyler kendi hikâyelerini sahneye taşıyarak farklılıkları yok sayan konformist yaklaşımları eğlenceli ve esprili bir dille eleştiriyorlar. “Hamlet”, ortak duygularımızı yüceltirken bireysel farklılıklarımızla var olmanın ve bu şekilde bir arada durmanın mümkün olduğunu gösteriyor. İKSV Erişilebilir Sanat Partneri DenizBank’ın desteğiyle izleyicilerle buluşacak oyun için Ferrari “Sizi çoğu zaman görmeyen bir dünyada yaşamak ne anlama geliyor? ‘Hamlet’in merkezinde yer alan bu soru bizim başlangıç noktamız oldu” diyor. Sözlerine “Ortaya çıkan şey, ‘Hamlet’in diğerlerinden farklı bir versiyonu. Oyuncular oyunu sadece yorumlamakla kalmıyor, aynı zamanda oyunun içinde yaşıyorlar. Performansları Shakespeare’in sözlerini yeniden bağlamsallaştırıyor, metne duygusal dürüstlük ve ham kırılganlık katıyor” diye devam eden Ferrari seyircilerin ise oyunun dönüştürücü bir deneyim sunduğunu ifade ediyor. Ferrari: “İnsanlar genellikle oyuna sosyal bir proje bekleyerek geliyorlar. Ama titiz, duygusal açıdan derin bir tiyatroya tanık olarak ayrılıyorlar. Bir seyircinin dediği gibi, ‘İhtiyacım olduğunu bilmediğim bir Shakespeare’di’”.

Edebiyat uyarlamaları
Festivalde edebiyat uyarlamaları öne çıkıyor. Édouard Louis’nin romanından uyarlanan “Bir Kadının Kavgaları ve Dönüşümleri”, Kemal Aydoğan rejisiyle Onur Ünsal’ı sahnede ağırlıyor. Hikmet Hükümenoğlu’nun ilk tiyatro denemesi “Fora”, Mert Öner rejisiyle Aslı İnandık, Kubilay Aka, Şenay Gürler, Şükran Ovalı ve Şerif Erol’u bir araya getiriyor. Türk edebiyatının sıra dışı kahramanı Alper Kamu’yu sahneye taşıyan “Cehennem Çiçeği” dikkat çeken bir diğer oyun. Reşad Ekrem Koçu’nun kent öykülerinden biri olan “Aşk Yolunda İstanbul’da Neler Olmuş: Çerkes Rıdvan’ın Dolabı” İstanbul’un merkezindeki tarihi bir handa yeniden doğuyor. Lara Lakay’ın uyarlamasında hanın avluları, geçitleri, balkonları, anlatının taşıyıcılarına dönüşüyor. Johann Wolfgang von Goethe’nin Faust’u ise Ayşe Emel Mesci rejisi ile seyirciyle buluşuyor.

Farklı arayışlar
Alis Çalışkan’ın yazdığı “Aşağıdaki Pencere”, İlyas Özçakır rejisiyle bir yazar ile yarattığı karakter arasındaki gerilimi konu alıyor. Genç topluluklardan Reka Kolektif “Jonas’la Evlenmek” ile göç, aidiyet ve kimlik meselelerini tartışıyor. Ferdi Çetin ve Noyan Ayturan’ın kurmuş olduğu İstinaf Protokolü’nün ilk oyunu “Televizyonun Karşısında Özel Mülkiyetin Kökeni Üzerine Düşünürken Uyuyakalmışım, Babamın Sesine Uyandım”, erkeklik kodlarını sorguluyor. “Açık Mülk”, İMÇ’de seyirciyi rehberler eşliğinde bir açık ev turuna çıkarıyor. Festivalin geleneğe dönüşen projelerinden “İstanbul Mon Amour” ise bu yıl “Pera’nın Karanlık Odası” başlığıyla Beyoğlu’nun çok katmanlı geçmişine bir yolculuk sunuyor. Çocuklar için ise Ceren Oran’ın tasarladığı “Oyun İçinde Oyun” genç tiyatroseverleri hayal gücünün sınırlarının ne kadar genişleyebileceğini gösteren bir deneyime davet ediyor.
