-
HABER7
ABD’deki Yahudi lobisinin en önemli etkilerinden biri olan Anti-Defamation League (ADL), ABD Başkanı Trump’a yakın olan TPUSA’yı aşırılık yanlısı olarak ilan ederek, öldürülen Charlie Kirk’ü hedef gösterince ülke genelinde büyük bir tepki almıştır.
2013 yılından bu yana FBI içinde neredeyse paralel bir istihbarat birimi gibi faaliyet gösteren İftira ve İnkârla Mücadele Birliği ADL, Suçları ifşa eden herkesi fişlemekle suçlanmıştı.
Bir dönem siyasetten uzak bir teşkilat gibi çalışan ancak son yıllarda “Siyonist ihbar ve iftira kuruluşu” olarak anılan ADL’nin ABD’de tecrit edilmesini sağlayan önemli bir karar kabul edildi.
ÖLDÜRÜLEN KİRK’Ü HEDEF ALDI
ABD’nin en güçlü güvenlik kurumlarından biri olan Federal Soruşturma Bürosu (FBI), ülkede yerleşik en güçlü Yahudi lobisi ADL ile olan işbirliğine resmen son verdi.
Kararın, ADL’nin “Aşırılık ve Nefret Sözlüğü”nde muhafazakâr gençlik örgütü Turning Point USA (TPUSA) ve lideri Charlie Kirk‘ü “aşırılık yanlısı grup” olarak listelemesi sonucunda alındığı belirtildi.
ADL’nin hedef gösterdiği Turning Point USA icra kurulu başkanı Charles James Kirk, 10 Eylül’de ABD’nin Utah eyaletinde yaptığı konuşma sırasında keskin nişancı atışıyla vurularak öldürülmüştü. |
AŞK MEKTUPLARIYLA ADL’Yİ FBI İÇİNE SOKTULAR
ABD Başkanı Donald Trump tarafından atanan FBI Direktörü Kash Patel, ADL ile olan bağların tamamen kesildiğini duyurdu. Patel, eski direktör James Comey döneminde kurulan işbirliğini sert bir dille eleştirerek, “James Comey, ADL’ye ‘aşk mektupları’ yazarak, bu örgütü FBI içine soktu. Amerikalıları fişleyen aktivist bir gruba olanak verdi. Bu dönem artık sona erdi. FBI, ADL ile herhangi bir ortaklığı resmen reddediyor” ifadelerini kullandı.
Patel, kurumun artık siyasi teşkilatlarla değil, yalnızca federal kanunlar ve anayasal ilkeler ile hareket edeceğini vurguladı.
ADL, yıllar boyunca FBI ajanlarına “Law Enforcement and Society” programları kapsamında eğitimler veriyor, nefret suçları el kitapları hazırlıyordu. Eski direktör James Comey, 2014’teki bir konuşmasında ADL ile işbirliğini “FBI adına yazılmış bir aşk mektubu” olarak tanımlamıştı. |
MUSK: BİR NEFRET ÖRGÜTÜ
Tesla ve X’in sahibi olan Elon Musk, sosyal medyada yaptığı paylaşımda ADL’yi “bir nefret örgütü” olarak nitelendirmişti.
Musk, FBI’ın “nefret grupları” tanımlarını ADL’den aldığını ve bunun sonucunda “katiller yerine muhafazakârların hedef haline geldiğini” söylemişti.
ADL’nin Hristiyan kimliğine sahip “Christian Identity” hareketini aşırılık olarak tanımlamasına da tepki gösteren Musk, “Bu, Hristiyan inançlarının geneline karşı yürütülen bir kampanya gibi” demişti.
BİR TEPKİ DE KONGRE’DEN
Cumhuriyetçi Kongre üyesi olan Anna Paulina Luna, ADL’nin tek taraflı hareket ettiğini belirterek, “Bana öyle geliyor ki, onlarla aynı fikirde değilseniz sizi hemen ‘nefret grubu’ olarak etiketliyorlar” ifadesini kullanmıştı.
Luna, ADL’nin ABD’deki toplumsal kutuplaşmayı derinleştirdiğini ve kurumların güvenilirliğini zedelediğini savunmuştu.
GERİ ADIM ATTILAR, FİŞLEMEYİ KALDIRDILAR
Artan baskılar karşısında ADL geri adım atmak zorunda kaldı. Kurum, yaklaşık 1.000 maddeden oluşan “Aşırılık ve Nefret Sözlüğü”nü internet sitesinden kaldırdı.
Yapılan açıklamada, “sözlüğün modası geçmiş kavramlar içerdiği ve yanlış yorumlara yol açtığı” öne sürüldü. ADL, “araştırmalarını yenileme ve antisemitizmle mücadeleye odaklanma” gerekçesini öne çıkardı.